Zemin Etüd ve Geoteknik Rapor
Geoteknik raporu her bir parsel için ayrı ayrı olmak üzere, yapının temel ve statik hesaplarının yapılabilmesi için zemin araştırma verileri ile geoteknik değerlendirmeleri içeren, bu Zemin ve Temel Etüdü Uygulama Esasları ve Rapor Formatına göre hazırlanan rapordur.
Geoteknik Modelleme ve Tasarım
Geoteknik mühendisliğinde modelleme, teorik bilgi ve sahadan ve laboratuvardan elde edilen veriler kullanılarak istenen bir projenin değerlendirilmesine yönelik sistematik bir prosedürdür. Projelerin gerekli ihtiyaçlarına göre simüle ve analiz edilmesini mümkün kılar. Sonlu elemanlar yöntemi, daha iyi yaklaşımlar için kullandığımız yaygın ve güvenilir yöntemlerden biridir.
Temel Mühendisliği ve Tasarım
Temel mühendisliği, yükleri yeryüzüne aktaran bir yapının nasıl tasarlandığını tasarlayan mühendislik disiplinini ifade eder. Temeller genel olarak iki kategoriye ayrılır: Sığ temeller ve derin temeller. Temel mühendisliği yapının davranışını etkileyebilecek birçok faktörün dikkatle değerlendirilmesini gerektirir.
İyi performans gösteren bir temelin bazı ilkeleri:
Temelin tasarımı ve inşası, ölü ve uygulanan yükleri zemine taşıyabilecek ve iletebilecek şekilde yapılır. Bu transfer, yapıya herhangi bir oturma şekline yol açmadan gerçekleştirilmelidir. Temelin sağlam bir tabana sahip olmasıyla farklı oturmalar önlenebilir. Zemine ve alana bağlı olarak, her türlü hasar veya sıkıntıyı koruyabilmesi için daha derin bir temele sahip olunması tavsiye edilir.
Sondaj ve Arazi Deneyleri
Bir binanın inşaatı veya iyileştirilmesi için sahanın zemin durumunun değerlendirilmesi çok önemlidir. TBYD’ye göre zemin tipinin belirlenmesinde en önemli adımlardan biridir. ayrıca yerinde testler, örselenmemiş zemin numunelerinin incelenmesini mümkün kılar. Saha koşullarının doğru belirlenmesi için jeofizik ve geoteknik planları içeren kapsamlı bir araştırma programı yürütülmektedir. Bunlardan bazıları sondaj, SPT testi, presiyometre, MASW ve Jeo radardır.
Şev Stabilite Analizi
Şev stabilite analizi, potansiyel göçme mekanizmalarının ve çeşitli tetikleyici mekanizmalara duyarlılığın araştırılmasıdır. Şev stabilitesi analizi güvenlik, güvenilirlik ve ekonomi açısından en uygun şevlerin tasarımını ve olası iyileştirici önlemlerin tasarımını içerir.
Şev tasarımı jeolojik bilgi ve saha karakterizasyonu gerektirir; örneğin: zemin veya kaya özellikleri; eğim geometrisi; ve yeraltı suyu koşulları. Suyun varlığı şev stabilitesi üzerinde son derece zararlı bir etkiye neden olur. Gözenek boşluklarındaki su basıncı, çatlaklar veya diğer süreksizlikler kesme mukavemetini azaltacaktır.
USSAL, zemin incelemesinden elde edilen verileri kullanarak, şev stabilitesini iyileştirmeye yönelik planların tasarımı konusunda tavsiyelerde bulunabilir. Modelleme yaparak mevcut şevlerin stabilitesini ve önerilen bir gelişmenin göçmeye karşı güvenlik faktörü üzerindeki etkisini değerlendirebiliriz.
Sıvılaşma
Sıvılaşma, deprem sarsıntısı veya diğer hızlı yüklemeler nedeniyle zeminin mukavemetinin ve sertliğinin azaldığı bir olgudur. Sıvılaşma ve ilgili olaylar, dünya çapındaki tarihi depremlerde çok büyük hasarların neden olmuştur.
Sıvılaşma suya doygun zeminlerde, yani tek tek parçacıklar arasındaki boşluğun tamamen suyla dolu olduğu zeminlerde meydana gelir. Depremden önce su basıncı nispeten düşüktür. Deprem esnasında, aşırı boşluk suyu basıncının zemin parçacıklarını dağıtmasına ve efektif gerilmenin sıfıra düşmesine neden olmasıyla sıvılaşma meydana gelir.
Sıvılaşma analizinde üç ana faktör dikkate alınır: zemin tipi, yeraltı su seviyesi ve yer hareketinin büyüklüğü. Derinlik arttıkça zemin basıncı arttığı için 15 – 20 metreden fazla derinliklerde sıvılaşma riski çok düşüktür.
Teknik Şartnameler ve Kalite Kontrolü Kriterleri
Mevcut ve yeni inşa edilecek zemin ve geoteknik projelerini güncel mevzuat ve TBDY’ye göre kontrol ediyoruz.
Geoteknik mühendisliği, jeofizik mühendisliği ve jeoloji mühendisliği ile büyük bir etkileşim içindedir, çünkü bu alanlar yer altı yapıları, yer kabuğundaki hareketler ve zemin özelliklerini anlamada kritik bir rol oynar. Bu üç mühendislik disiplini, ortak veri ve teknikler kullanarak daha sağlam ve güvenli inşaat projeleri geliştirebilir.